Ahmed Avni Konuk
 Kadı Alî-zâde İbrâhim Efendi’nin oğlu balmumu taciri Mûsâ Kâzım Efendi ile tacir Buhârâlı Hâfız Mustafa Efendi’nin kızı Fatma Zehrâ Hanım’ın oğludur. 1868 [1285 H] yılında İstanbul’da doğdu. 9-10 yaşlarında iken babasını ve birkaç ay sonra annesini kaybetti. Öksüz kaldığı zaman mahalle mektebini (ilkokul) bitirmiş, bu yıllarda hıfzını bitirerek “hâfız” olmuş ve Galata rüşdîyesine (ortaokul) gidiyordu. 1884 [1301 H]’de Dârüşşafaka’nın üçüncü sınıfına imtahanla kaydoldu, 6 yıl okuyup 1890 [1307 H]’da bitirdi ve şehâdetnâme aldı. Aynı yıl, padişah II. Abdülhamid’in emri ile yirmi bir yaşında “İttihat Postahanesi”nin Galata’da bulunan “Müdüriyet Kalemi Kâtipliği”ne 400 kuruş maaş ile atandı.
Kadı Alî-zâde İbrâhim Efendi’nin oğlu balmumu taciri Mûsâ Kâzım Efendi ile tacir Buhârâlı Hâfız Mustafa Efendi’nin kızı Fatma Zehrâ Hanım’ın oğludur. 1868 [1285 H] yılında İstanbul’da doğdu. 9-10 yaşlarında iken babasını ve birkaç ay sonra annesini kaybetti. Öksüz kaldığı zaman mahalle mektebini (ilkokul) bitirmiş, bu yıllarda hıfzını bitirerek “hâfız” olmuş ve Galata rüşdîyesine (ortaokul) gidiyordu. 1884 [1301 H]’de Dârüşşafaka’nın üçüncü sınıfına imtahanla kaydoldu, 6 yıl okuyup 1890 [1307 H]’da bitirdi ve şehâdetnâme aldı. Aynı yıl, padişah II. Abdülhamid’in emri ile yirmi bir yaşında “İttihat Postahanesi”nin Galata’da bulunan “Müdüriyet Kalemi Kâtipliği”ne 400 kuruş maaş ile atandı.
1898’de Mekteb-i Hukuk-i Şâhâne’yi birincilikle bitirdi. 1909 [1327 H]’da “Posta Mesalih Müdürlüğü”ne getirildi ve I. Dünya Savaşı sonuna kadar, işgal yıllarında da bu görevini yaptı. 1922’de İstanbul’da kalmak şartı ile, Ankara hükûmetinin Posta umum müdür muavini oldu ve 8 yıl bu görevde kaldı. 1 Eylül 1930’da umum müdürlük hukuk müşaviri oldu. İsteği üzerine 1933 yılında emekli oldu. Posta ve Telgraf Yüksek Mektebi ile Yüksek Mühendis Mektebi’nde (Teknik Üniversite) uzun yıllar postacılık kürsüsünü işgal etti. 19 Mart 1938 [17 Muharrem 1357] tarihinde vefat ederek Merkezefendi mezarlığında toprağa verildi. İbnülemin’in belirttiğine göre “Mülevvence hafif, siyah bıyıklı, za’if, orta boylu, biraz öne mail, halîm, müeddeb, gayretli, kıymetli bir zât idi”. (İnal, s. 41).
Öğrenimi ve Mûsikî Hayatı
1911’de ölen Selânikli Es’ad Dede’den Mesnevî okudu, Farsça öğrendi ve icâzet aldı. Arapça, Farsça ve Fransızca’yı mükemmel biliyordu. Mûsikî hayatı Dârüşşafaka’ya girişi ile, Hoca Zekâî Dede Efendi’den (1825-1897) ders almasıyla başladı. Kirâmî Efendi’den de meşk etti. Gençliğinde Zekâî Efendi’nin talebesi olarak birkaç yıl, yakın arkadaşları Dr. Subhi Ezgi ve Rauf Yektâ Bey’le beraber çalışmışlardır. Konservatuar’ın yayınladığı Âyîn’lerin birkısmının güftesini Türkçe’ye çevirmişti. Rûşen Ferit Kam’ın ifadesiyle “…Mevlevîlik tarîkatına girmiş, buradan aldığı feyizle tasavvuf, şiir, mûsikî gibi birbirine sıkı sıkıya bağlı irfan ve sanat yollarının hakikî ve samimî bir yolcusu olmuştu” (Özalp, s.33).
Konuk, çok büyük bir tasavvuf bilginidir. 31 adet tasavvufî eseri bulunmaktadır ve 3 basılmış eseri Konya Müzesi kütüphânesindedir. Eserlerinden bazılarının listesi aşağıda verilmiştir:
· Mesnevî tercümesi ve şerhi; Mesnevî’ye yapılmış tercümelerin en büyüğüdür (36 cilt ve 7534 sayfa). Bu eser, Mesnevî’ye yapılmış son şerhtir (Gölpınarlı, s. 145).
· Hz. Mevlânâ’nın Fîh-i mâ fih’inin Farsça’dan çevirisi.
· Muhyiddin İbni’l Arabî’nin Fusûsü’l Hikem’inin ve gene onun Et-Tedbîrâtu’l-İlâhîye’sinin Arapça’dan tercüme ve şerhleri.
· Fahrüddîn ‘Irâqî’nin Leme’ât’ının Arapça’dan tercümesi .
· Ahmed oğlu Ferîdûn’un Risâle-i Sipehsâlâr’ını Farsça’dan tercüme ederek “Menâkib-i Hazret-i Mevlânâ Celâleddin Rûmî” adıyla Türkçe’ye tercümesi (Basım İst. 1331) (Gölpınarlı, s. 14).
Ahmed Avni Konuk, ayrıca elimizdeki en iyi güfte mecmualarından birisi olan Hânende’nin toparlayıcısıdır; bu eser 1899 [1317 H] yılında İstanbul Mahmudbey Matbaası’nda basılmıştır. 720 + 38 (fihrist) + 8 (bestekâr resimleri) = 766 büyük sayfa ve çift sütunludur. Başında kısa nazarî bilgi, 95 makamdan da 2706 parça eserin güftesi vardır.
1890 [1306 H] yılında bestelediği Karcığar-Yürük Aksak şarkısı ilk bestesidir. Konuk’un bilinen eserleri toplam 41 parçadır: 3 Mevlevî Âyîn’i, 1 Kâr-ı Nâtık, 3 Kâr, 8 Beste, 5 Ağır ve 5 Yürük Semâî ile 16 şarkı. Dilkeşîde ve Bend-i Hisâr makamlarını terkîb etmiş, Dilkeşîde ve Râhatu’l-Ervâh makamlarından da birer klâsik fasıl bestelemiştir. 119 makamlı Kâr-ı Nâtık’ı, günümüzde kullanılmayan makamları da içeren ve sırasıyla Devr-i Revân, Düyek, Müsemmen, Ağır Aksak, Yürük Semâî, Ağır Evfer, Aksak Semâî ve Yürük Semâî usûlleri ile bestelenen önemli bir eserdir. Önemli bir özelliği ise artık kullanılmayan makam ve usûlleri edvâr kitaplarındaki tariflerine göre yeniden ele alıp kullanmasıdır. Bestekârın tüm eserlerinin listesi aşağıda verilmiştir (Öztuna, s. 454):
+ No.
+ Makam
+ Form
+ Usûl
+ Güfte (k: kendisinin)
- Bûselik-Aşîran
 Mevlevî Âyîni
 Çeşitli
 Men âşıkı aşkı o şûde âşık-ı men
- Rûy-i Irak
 Mevlevî Âyîni
 Çeşitli
 Ey derâ verde cihanrâ zîrî pâ
- Dilkeşîde
 Mevlevî Âyîni
 Çeşitli
 Şâhâ zi kerem ber meni derviş niger
- Rast (Çeşitli)
 Kâr-ı Nâtık
 Çeşitli
 Kavli de kaddi gibi rast olsa ger ol mehveşin
- Hicaz
 Kâr-ı Şevk-ı Hayâl
 Fer
 Şevk-ı hayâlinle münbasid oldum (k)
- Sûzidil
 Kâr (Mersiye)
 Hafif
 Ey bülbül-i hoş-nevâ, hamûş ol (k)
- Şehnâz
 Kâr-ı Murassâ
 Hezec
- Dilkeşîde
 I. Beste
 Zencîr
 Cemâl-i dilkeşini âftâba benzettim (k)
- Dilkeşîde
 II. Beste
 Lenk-fâhte
 Dil, zülfüne bend oldu ey gonca-dehânım, gel (k)
- Dilkeşîde
 Ağır Semâî
 Aksak Semâî
 Yine bir âh ederek gülşeni hâşâk edelim (k)
- Dilkeşîde
 Yürük Semâî
 Yürük Semâî
 Âh-î seherim nâle-i bülbül gibi dil-sûz
- Râhatu’l-Ervâh
 I. Beste
 Hezec
 Fikrimde hayâlin güzelim, şîve-nümâdır
- Râhatu’l-Ervâh
 II. Beste
 Darb-ı Türkî
 Nûr-i hattın sevdiğim her bir hayâle can verir
- Râhatu’l-Ervâh
 Ağır Semâî
 Aksak Semâî
- Râhatu’l-Ervâh
 Yürük Semâî
 Yürük Semâî
- Acemaşîran
 Beste
 Berefşan
 Ey nihâl-i işve, meftûn-î cemâlindir gönül
- Acemaşîran
 Ağır Semâî
 Aksak Semâî
 Gönül fikr-i visâlinle neş’eden kaldı
- Acemaşîran
 Yürük Semâî
 Yürük Semâî
 Ey gonca senin derdin ile âh ederim ben
- Dilkeşhâveran
 Beste
- Dilkeşhâveran
 Ağır Semâî
 Sengin Semâî
 Aşkınla gönül bülbül-i şûrîde-ser oldu
- Araban
 II. Beste
 Lenk-fâhte
 Ey nev-nihâl-i işve, aşkınla kârım efgān
- Araban
 Yürük Semâî
 Yürük Semâî
 Uşşâka nâzı ol güzelin bir edâsıdır
- Bayatîarabanbûs.
 II. Beste
 Lenk-fâhte
 Gönülde şevk-ı nihânım, tenimde cânımsın
- Bayatîarabanbûs.
 Yürük Semâî
 Yürük Semâî
 Şîve-kârım gözlerinî bûsa bedel
- Kürdîlihicazkâr
 Ağır Semâî
 Aksak Semâî
 Amân ey sâki-î gül çehre, derdim var
- Bestenigâr
 Şarkı
 Ağır Aksak
 Nevbahâr oldu, hırâm eyler nihâlân-î çemen
- Bestenigâr
 Şarkı
 Aksak
 Bakma mahzûnâne rûy-î zerdime
- Bestenigâr
 Şarkı
 Sofyan
 Dil meyl ederek zülf-i perîşânına cânâ
- Muhayyer
 Şarkı
 Sengin Semâî
 Dil hânesinî yıktı o mestâne nigâhın
- Muhayyer
 Şarkı
 Düyek
 Firkat-î hicrinle sînem dağlarım
- Araban
 Şarkı
 Yürük Aksak
 Elimde sâgar, ah pertev-nisârım
- Arazbar
 Şarkı
 Ağır Düyek
 Senin aşkınla çâk oldum
- Dilkeşîde
 Şarkı
 Ağır Aksak
 Sevdiğim lûtfunla oldum haste-dil
- Hüzzam
 Şarkı
 Orta Aksak
 Neş’e-î zevk-î dilim, ah câm-ı ihsânındadır
- Karcığar
 Şarkı
 Yürük Aksak
 Ey dilber-î şen, sevdim senî ben
- Sipihr
 Şarkı
 Düyek
 Bilmem senî cânâ nesin
- Sûzidil
 Şarkı
 Devr-i Hindî
 Mest-i nâzım, serzenişlerdir gamım efsûn eden
- Sûznâk
 Şarkı
 Curcuna
 Gönül Ferhad gibî efkâra daldı
- Şehnâz-Bûselik
 Şarkı
 Aksak
 Ey gül-î nev-restem üzme bendenî bin nâz ile
- Şevkıdil
 Şarkı
 Aksak
 Oldu gönlüm şimdi şem’î hüsnünün pervânesi
- Mâye
 Şarkı
 Aksak
 Zann edersin ki mensubdur dîdeme
Bestelediği eserlerin bir kısmının güftelerini kendisinin yazmış olması, üstâdın bu vâdideki kabiliyetini bir göstergesidir. Örneğin son eseri olan Hicaz Kâr-ı Şevk-ı Hayâl’in güftesi:
Şevk-i hayâlinle münbasîd oldum
Rûh-i revânımdan zevk ile doldum
Raks ü terennüm hâl-i dilimdir
Hâr-ı gâm-ı dilden şevk ile buldum
Doldur getir ey sâkî zehr-i gama tiryâkî
Çal sazını ey mutrıb, âlem kimedir bâkî
Açtı güller jâleler doldu zîbâ lâleler
Bûy-i gülşen mâhitâbın nurunu ta’tîr eder
Sevdiğim bak bu letâfet cenneti tasvîr eder
ve hocası Zekâî Dede’nin vefâtı üzerine yazdığı ve Sûzidil makamından Kâr olarak bestelediği güfte:
Ey bülbül-i hoş-nevâ, hamûş ol
V’ey kalb-i hazîn, zehir-nûş ol
Üstâd-ı hüner Zekâî gitti
Ey bank-i âdem, sürûd-gûş ol
Avnî dil-i zâre teliyet yok
Ey eşk-i dü dîde, pür-hurûş ol
Tolga BEKTAŞ
Kaynaklar:
Gölpınarlı, Abdülbâkî. Mevlânâ’dan sonra Mevlevîlik, İnkilâp ve Aka, İstanbul, 1983, s.14, 145.
İnal, İbnülemin Mahmud Kemâl. Hoş Sadâ, İş Bankası Yay., İstanbul, 1958, s. 40 – 41.
Özalp, Nazmi. Türk Musikisi Tarihi – Derleme, TRT Yay., Ankara, 1986, c. I, s.33 – 34.
Öztuna, Yılmaz. Büyük Türk Mûsikîsi Ansiklopedisi, Kültür Bak. Yay., Ankara, 1990, s. 453 – 454.
